Radyo Yeni Zelanda’nın haberine nazaran, kaideli tahliye imkanı olmaksızın ömür uzunluğu mahpus cezasına çarptırılan 31 yaşındaki terörist, hapishanedeyken “insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye” maruz kaldığı için hakkındaki suçlamaları kabul ettiğini ileri sürdü.
Teröristin avukatı Tony Ellis, müvekkilinin hapishanede kendisine nasıl davranıldığını anlatan yaklaşık 15 sayfalık yazı gönderdiğini belirterek, “Bununla, tutukluyken adil yargılanmayı engelleyen insanlık dışı yahut aşağılayıcı muameleye maruz kaldığını kastediyor. En kolay çıkış yolunun cürmünü kabul etmek olduğuna karar verdi.” tabirlerini kullandı.
Tarrant’ın artık bir kuşkulu değil karar giymiş bir hatalı olduğunu fakat insan üzere muamele görme hakkı bulunduğunu savunan Ellis, temyiz hakkının kurbanların aileleri ve toplumun birçok bölümü üzerinde neden olabileceği büyük sorunun farkında olduğunu söyledi.
Ellis, “Yine de müvekkilinin talimatlarını yerine getirmek her avukatın vazifesidir ve bu dava muhtemelen mesleksel zorlukların doruğu olsa da her sanık yahut hükümlü, mahkemeye erişim hakkını kullanma hakkına sahiptir.” biçiminde konuştu.
Terör taarruzunda kardeşi ve babası öldürülen Abdullah Naeem, bahse ait yaptığı açıklamada, katilin “oyun oynadığını” söyledi.
Acılı ailelerin daha fazla travma yaşamasına gerek kalmadan temyizin yasal olarak durdurulmasını umduklarını vurgulayan Naeem, “Ömür uzunluğu mahpus, yaptığı şey için hafif bir cezadır.” dedi.
Yeni Zelanda’nın Christchurch kentindeki Parıltı ve Linwood mescitlerine 15 Mart 2019’da cuma namazında otomatik silahlarla terör akınında bulunan Avustralyalı terörist Tarrant, 51 kişiyi öldürmüş, 40 kişiyi de yaralamıştı.
Hakkındaki 51’i cinayet, 40’ı cinayete teşebbüs ve 1’i de terör saldırısı olan suçlamaların tamamını kabul eden terörist, 27 Ağustos 2020’de çıktığı Christchurch Yüksek Mahkemesindeki karar duruşmasında Hakim Cameron Mander tarafından, koşullu tahliye olmaksızın müebbet mahpus cezasına çarptırılmıştı.
