Asrın felaketinde en ağır yıkımı yaşayan kentlerden Antakya’da hava kirliliği adeta alarm veriyor. Geçtiğimiz mart ayında enkaz tozlarının yanı sıra, açıkta ateş yakılması gibi nedenlerle kirlilik limitlerinin 2.5 katına, Dünya Sağlık Örgütü’nün kılavuz değerlerinin ise 7.5 katına çıkıldığının gündeme gelmesinden sonra, bu kez de ince partikül madde (PM 2.5) kirliliğinin endişe verici boyutlara ulaştığı saptandı. Kanser, kalp-damar, KOAH gibi hastalıklara tetikleyeceği uyarısı yapılan kirlilik değerleri ise Temiz Hava Hakkı Platformu ve Hatay Tabip Odası Antakya Şubesi tarafından saptanırken, tüm deprem bölgesindeki hava kalitesi izleme istasyonlarının bir an önce devreye alınması gerektiğinin altı çizildi.
SONUÇ ENDİŞE VERİCİ
Depremin ilk günü olan 6 Şubat’tan itibaren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın resmi hava kalitesi izleme istasyonunun devre dışı kalması nedeniyle PM 2.5 ölçümleri sensörlü portatif hava kalitesi ölçüm cihazı ile gerçekleştirilirken, 7 Haziran– 23 Ağustos 2023 tarihleri arasındaki ölçümlerden endişe verici sonuçlar çıktı.
LİMİTLERİN 3 KAT ÜZERİNDE
Temiz Hava Hakkı Platformu ve Hatay Tabip Odası Antakya Şubesi tarafından 10-11 Haziran günleri yapılan ve 22 saat 13 dakikalık kesintisiz ölçümde, PM2.5 ortalaması 48 mikrogram/metreküp olarak tespit edildi. Bu değer, Dünya Sağlık Örgütü’nün 24 saatlik kılavuz değerinin 3 katından fazla olduğu belirtilirken, aynı gün ölçülen en yüksek PM2.5 değerinin ise 185 mikrogram/metreküp olduğu duyuruldu.
LİMİTLER SÜREKLİ AŞILDI
6-17 Haziran günleri yapılan ve 23 saat 16 dakikalık kesintisiz ölçümde ise PM2.5 ortalamasının 16 mikrogram/metreküp olduğu, 10-11 Temmuz günleri yapılan ve 21 saat 10 dakika süren kesintisiz ölçümde, PM2.5 ortalamasının 17 mikrogram/metreküp olarak tespit edildiği vurgulanırken, söz konusu değerlerin de DSÖ’nün 24 saatlik kılavuz değerinin üstünde olduğuna dikkat çekildi. Aynı gün ölçülen en yüksek PM2.5 değerinin ise 121 mikrogram/metreküp olarak kaydedilmesi vehametin boyutunu gözler önüne serdi.
DÜZENLİ ÖLÇÜM YAPILAMIYOR
Uzmanlar, haziran ayında farklı sürelerde ölçüm yapılabilen 16 günün tamamında, temmuz ayında ise ölçüm yapılabilen 7 gün boyunca DSÖ limitlerinin sürekli aşıldığı saptarken, ölçüm yapılan 3 aylık süre içinde Antakya merkezde sıkça yaşanan elektrik ve internet kesintileri nedeniyle düzenli ölçüm yapılamadığı, ancak elde edilen kısıtlı verilerle bile kentteki hava kalitesinin oldukça kötü olduğunu da belirttiler.

KANSER RİSKİ
Ölçümlerin kesintisiz yapılması durumunda limit değer aşımının da çok daha fazla tekrarlanma riski olduğunu belirten Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Gamze Varol ise “Bölgedeki yoğun yıkım çalışmaları sonucu ortaya çıkan partikül madde kirliliği başta akut ve kronik solunum yolu hastalıkları olmak üzere pek çok sağlık sorununa yol açıyor. Sürekli yıkım tozuna maruz kalan halkın kanser riskine maruz kaldığı bilimsel bir gerçekliktir” dedi.
Bölgedeki tüm istasyonlarda PM2.5 parametresinin ölçümüne zaman kaybetmeksizin başlanması gerekliliğine de değinen Varol, “Çalışanlar mutlaka koruyucu ekipman ile donatılmalı ve bu ekipmanların kullanımı zorunlu hale getirilmelidir” uyarılarını sıraladı.
DSÖ’NÜN LİMİTİ 5 MİKROGRAM/METREKÜP
Öte yandan Türkiye’deki çevre mevzuatında PM10 için limit değerler olmasına rağmen, PM2.5 için belirlenmiş bir limit değer bulunmuyor. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün kılavuz değerlerine göre dış ortam havasında yıllık ortalama PM2.5 limitlerinin 5 mikrogram/metreküp seviyesini aşmaması gerekiyor. Avrupa Birliği hava kalitesi mevzuatında ise PM2.5 için belirlenen yıllık ortalama limit değer 20 mikrogram/metreküp olarak belirtiliyor.
Kaynak: Web Özel